Olcay Okan Avşar kaleme aldı; Toplum Mühendisliği
Dünyanın belki de en eski mesleği
bazılarına göre siyasetin dümeni..
Toplum mühendisliği...
Tam anlamıyla stratejiye dayanan,
ekonomik bir dopingle hareket eden bir mekanizma.
Bu girişim 1. 2. veya 3. dünya ülkeleri için farklılık göstermiyor.
Tek farkı sınıflara göre inşa planı hazırlamak.
Yazılmasından bugüne hatta daha da geriye gidin.
Hazırlanmamış bir zeminde kavga olmamış.
Hazır edenler, nazır bulunanlar..
Hepsi bu oyunun bir parçası.
Hepimiz bu tahtada birer piyon, kale, at, şah veya veziriz.
Vikipedi, düz bir ifadeyle şöyle açıklıyor;
"Basitçe zihin mimarlığı veya daha kompleks bir ifadeyle toplumsal psikolojik bilinç
mimarlığı denilen faaliyet.
Uygulama toplum geneline, dar topluluklara veya kişilere karşı yürütülebilir."
Hatta çalışma amacı da ayrıca vurgulanıyor:
"Stratejik pazarlama,eğitim veya dini amaçlar bu faaliyetlerin hareket noktası olabilir."
Şimdi biz;
şehirsel mi düşünelim, yoksa ülkesel mi ?
Ekonomi dip savaşı veriyor...
Sağlık desen özelleşti özelleşecek..
Su kuyuları kurudu,
barajlar çekildi.
Küresel bir virüs havada asılı duruyor.
Yaz ortasında doğalgaz zammı yapılıyor
biz bunu kış mevsiminde hissediyoruz.
Doğal olarak eskimiş bir tepki anlamsızlaşıyor
ve “aman boşver” deyip kaderleştiriyoruz.
2020 yılının felaketi, 2021'in kabusu olan koronavirüsü bile fırsata çevirdik.
Maske takmayan ölecek sloganıyla
önce zihinlere "cerrahi maske" kazındı.
Sonra her şeyden büyük devlet var !
Maskeler ücretsiz dağıtılacak dendi.
Tanesi 1 lira olan maske merdiven altı tezgahlarda
25 kuruşa kadar düştü.
Öyle ki rengarenk maskeler vitrinleri süslüyor şimdilerde
artık bir parçamız haline geldi.
Virologlar gözümüzü daha da korkutuyor.
“Koronavirüs bitmeyecek ve biz her yıl aşı olacağız.” gibi.
Şimdi ortada bir can korkusu var ama
bu ekonomi yüzünden mi yoksa virüsten mi ?
Ekonomiyle ne alakası var diyenler için de
şunu söyleyebiliriz..
Avrupa ülkeleri aşı beğenmeyip
tahlil üstüne tahlil yaptırırken
biz neden Çin aşısına balıklama atladık ?
Çin Sinovac aşısı mı yoksa
Alman BioNTech-Pfizer aşısı mı?
Dünyada ve ülkemizde gönüllü çok !
Aşılar artık laboratuarların dışına çıktı
kobay fareleri yerine insanlar kullanılıyor.
Konuyu çok fazla dağıtmadan başlığımıza dönelim
Toplum Mühendisliği..
Bu konuyu açıklarken de propagandanın babasına bakalım
Yahudi kökenli propagandanın babası olarak bilinen
Edward Bernays 1928 basımı “Propaganda” adlı kitabında
kitle ikna tekniğini açıkça anlatıyor.
Koronavirüs,ekonomik kıyametle uğraşan
topluluklarda bir can yeleği görevi görüyor.
Bilimsel manipülasyon denilebilir mi bilmiyorum ama
burada komplo teorisyenleri devreye giriyor.
Dünyanın bu nüfusu taşıyacak gücü kalmadı
hemen hemen yarısı ölmeli tezini savunanlar bile var..
Kuru ekmek yiyebiliyorlarsa aç değiller diyebilen,
gelişmemiş ama seçilebilmiş yaratıklar da var aramızda.
İşte tam da burada kitle ikna tekniği ortaya çıkıyor
"Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.
Tarihte bu kadar yolu ve köprüyü kim yaptı,
Dünya yargı bağımsızlığımızı kıskanıyor,
Ekonomimiz büyümeye devam ediyor."
Ekonominin başındaki adam
sosyal medya hesabından 1 nisan şakası gibi istifa ettiğini açıklıyor,
Devlet-i ala kabul görüyor..
Türkiye güllük gülistanlık..
Vatandaşlar haber kanallarında
Alice harikalar diyarında gibi yaşıyor.
FSB, MI6, MOSSAD, CIA, MSS,
diğerlerine göre de MİT boşuna çalışmıyor..!
KANDIRILIYORUZ !!
Her gün yeni bir algı operasyonu
her gün yeni bir flaş patlıyor gözümüzde.
Dünyanın dengesi ile oynuyoruz
tatlı su balığının tuzlu suyla işi yok mesela
ama insan her yerde.!
Her şeyi biliyor, her şeye müdahale ediyoruz.
Bu ağaç ne kadar su alır, bu hayvan ne kadar yer.. ?
Belki eğreti duracak ama
İlk insanı herkes tanır "kitaplardan".
ilk hayvan hangisi,
ilk ağaç,
ilk çiçek,
ilk taş parçası..
ilk kum tanesi..
ilk su damlası ?
Bunları kimsenin umursadığı yok !
İlk insanı tanıyorsunuz ya
bu hamur daha çok su götürür...